© 2013 Powered by Bayram All rights reserved. Tüm Hakları Saklıdır © 2012-2013 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. bayramca - BAYRAMCA.TR.GG
   
 
  BAYRAMCA.TR.GG
     
  BAYRAM YANDIM`IN YENİ ÇIKACAK ŞİİR KİTABININ İSMİ NE OLSUN?
  (En az 1, en çok 2 seçenek işaretleyiniz)  
 
   
 
   
 
   
 
   
 
   
 
   
 
   
 
 
   
 
  Son Durum
 
  Pollemik - Anket Sitesi  


TÜM DOST VE ARKADAŞLARIM İLK   MASAL KİTABIMIN PTT KİTAPTAKİ LİNKİ

https://www.pttkitap.com/kitap/Masal-Kusagi-1

 
MessagePosté le: Jeu 18 Oct 2012 - 20:36
MessageSujet du message: Masal Kuşağı - 1
Répondre en citant
 
 


Masal Kuşağı - 1

Bayram Yandım'ın "Masal Kuşağı - 1" isimli ilk hikâye kitabını tanıtmak istiyorum. Baskıda olup yakında alıp okuma fırsatını bulacağız. Bir haftadan kitap hazır olacak. Önce kendisini tanıyalım.

1964 yılında dünyaya gelmiş. Ailesi iki yaşındayken Manisa, Kırkağaç'a göç etmiş, ilk okulu Musahoca köyü ilk okulunda, orta ve liseyi Kırkağaç lisesinde okumuş.

1983/1987 yıllarında Afyon iktisadi idari bilimler maliye mezunu, 1988 ve 1990 yıllarında Manisa, Soma'da serbest muhasebecilik yapmış. Askerlik nedeniyle bürosunu kapatarak askere gitmiş. Askerlik dönüşü İzmir'de şirket muhasebecisi olarak iki yıl kadar çalışmış. 1997 Ocak ayında Kars ili Diğor ilçesine sınıf öğretmeni olarak atanmış. 1997 yılında tayini, Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin aşağı Yağcılar köyü ilk okuluna çıkmış. 2000 yılında dursunbey merkez Atatürk ilk öğretim okuluna tayin oldu ve 2012 senesinde Dursunbey, Sağırlar köyü okul müdürü olarak göreve başladı. Evli ve 13 yaşında Kamile isminde kızı ve 15 yaşında Ahmet Bayram adında bir oğlu var.

On beş yaşlarında şiire başlamış olup, ayrıca kendisinin uyarladığı 40 dolaylarında masallar yazmıştır.

Hikâyelerinde şairliğinin etkisi kendisini gösteriyor. Kurduğu cümleler şiir, adeta bir dantel gibi işlemiş mısraları. İlk şiir kitabı, "Düşlerdeki Sevgi Kırıntıları" gibi, hikâyalerini de severek okuyacaksınız.

Kitabından edinmek isteyenlerin kendisine ulaşmaları mümkün olup, adresi ve linki aşağıdadır.

Evet hikâyelerinden birini okuyalım…

***

MİNİK SERÇE YAVRUSU

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde kaf dağı ormanında bir serçe ailesi yaşarmış. Anaç serçenin yuvasındaki yumurtalar bir bir çatlamışlar, minik yavrular yumurtadan çıkmışlardı. Sadece bir yumurta çatlamamıştı. O yumurtadan çıkması gereken yavru sanki çıkmak istemezmiş gibi bekliyordu. Nihayet günler sonra o yumurtada çatladı ve nazlı yavruda yumurtadan çıkarak kardeşlerinin arasına katıldı. Anaç serçe geç doğan yavrusuna nazlı adını koydu. Nazlı en küçük yavru olduğu için bütün aile ona özel ilgi göstermeye başladı. Herşeyi ile özel olarak ilgileniliyordu. Bu yüzden Nazlı'da nazlandıkça nazlanıyordu. Nihayet yavru kuşların uçma vakti gelmişti. Bütün yavrular kanat çırpıp uçarken Nazlı uçmak istemiyordu. Ana baba serçe baktılar ki Nazlı yavru uçmak istemiyor. Onu yuvada bırakıp yiyecek toplamak için uçmaya karar verdiler. Nazlı yavruyada yuvadan ayrılmamasını tenbih ettiler. Yuvada yalnız kalan nazlı yavru meraklı gözlerle çevresine bakarken yaramaz bir çocuk elindeki sapan ile yuvaya bir taş atmazmı. Olacak bu ya o taş Nazlı yavruya isabet edip onun yere düşmesine sebep olmuştu. Sendeleyerek yere düşen nazlı yavru can havliyle bir çetlenbik ağacının dalına konabilmişti. Bu davetsiz misafir karşısında şaşıran ve kızan çetlenbik:

--Kimdir izinsiz benim dalıma konan diye gür ve korkunç sesiyle haykırmış.

--Benim diyebilmiş Nazlı serçe yavrusu yaralı bir serçe yavrusuyum.

--Çabuk git dalımdan misafiri sevmem ben diye gürlemiş çitlenbik ağacı. Bu konuşmaları duyan selvi ağacı dallarını eğivermiş serçe yavrusuna.

--Buyur nazlı serçe benim misafirim ol demiş.

-- Ah teşekkür ederim demiş serçe can havliyle selvinin dalına tırmanmış. Selvi bakmış ki minik serçe yaralı yanıbaşındaki çam ağacına seslenmiş.

--Hey komşum çam ağacı dalımda nazlı ve minik bir serçe var hemde yaralı ben gidersem düşebilir. Sen git hekimbaşı zeytin ağacını çağır da şu minik serçenin yarasına bir baksın demiş. Bunu duyan çam ağacı koşar adım hemen gidip hekimbaşı zeytin ağacını getirmiş. Zeytin ağacı minik Serçenin yarasını kontrol edip kendi yaptığı merhemlerle yarayı temizleyip sarmış ve hergün yaranın pansumanı için gelmiş. Nihayet minik serçenin yarası iyi olmuş. Minik serçe de dostlarına teşekkür edip kanat çırparak ailesinin bulunduğu yuvaya uçup gitmiş. Yuvaya minik şerçenin döndüğünü gören ailesi sevinçten düğün bayram etmiş. Bu olaydan sonra bir daha ailesinden ayrılmamaya karar veren minik nazlı serçe ailesinden özür dilemiş. Ailesi de minik nazlı serçeyi affetmiş bundan sonra bütün aile mutlu ve mesut yaşayıp gitmiş. Bu olayı seyreden doğa ana minik serçeye yardım eden selvi çam ve zeytin ağaçlarının yapraklarını dökmeyerek onların her mevsim yemyeşil kalmalarını sağlamış onlarda doğa ananın koynunda mutlu ve mesut yaşayıp gitmiş.

Bu masalımız da burada bitmiş, biz çıkalım kerevetine gökten üç elma düşmüş kim bilir kimin başına.

BAYRAM YANDIM
Kitabın ismi : Masal Kuşağı - 1
Yayınevi : Sahil Yayınevi
Sayfa : 64
Fiyatı : 6 TL.


 
MessagePosté le: Jeu 18 Oct 2012 - 20:36
MessageSujet du message: Masal Kuşağı - 1
Répondre en citant
 
 


Masal Kuşağı - 1

Bayram Yandım'ın "Masal Kuşağı - 1" isimli ilk hikâye kitabını tanıtmak istiyorum. Baskıda olup yakında alıp okuma fırsatını bulacağız. Bir haftadan kitap hazır olacak. Önce kendisini tanıyalım.

Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde 1964 yılında dünyaya gelmiş. Ailesi iki yaşındayken Manisa, Kırkağaç'a göç etmiş, ilk okulu Musahoca köyü ilk okulunda, orta ve liseyi Kırkağaç lisesinde okumuş.

1983/1987 yıllarında Afyon iktisadi idari bilimler maliye mezunu, 1988 ve 1990 yıllarında Manisa, Soma'da serbest muhasebecilik yapmış. Askerlik nedeniyle bürosunu kapatarak askere gitmiş. Askerlik dönüşü İzmir'de şirket muhasebecisi olarak iki yıl kadar çalışmış. 1997 Ocak ayında Kars ili Diğor ilçesine sınıf öğretmeni olarak atanmış. 1997 yılında tayini, Balıkesir ili Dursunbey ilçesinin aşağı Yağcılar köyü ilk okuluna çıkmış. 2000 yılında dursunbey merkez Atatürk ilk öğretim okuluna tayin oldu ve 2012 senesinde Dursunbey, Sağırlar köyü okul müdürü olarak göreve başladı. Evli ve 13 yaşında Kamile isminde kızı ve 15 yaşında Ahmet Bayram adında bir oğlu var.

On beş yaşlarında şiire başlamış olup, ayrıca kendisinin uyarladığı 40 dolaylarında masallar yazmıştır.

Hikâyelerinde şairliğinin etkisi kendisini gösteriyor. Kurduğu cümleler şiir, adeta bir dantel gibi işlemiş mısraları. İlk şiir kitabı, "Düşlerdeki Sevgi Kırıntıları" gibi, hikâyalerini de severek okuyacaksınız.

Kitabından edinmek isteyenlerin kendisine ulaşmaları mümkün olup, adresi ve linki aşağıdadır.

Evet hikâyelerinden birini okuyalım…

***

MİNİK SERÇE YAVRUSU

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde kaf dağı ormanında bir serçe ailesi yaşarmış. Anaç serçenin yuvasındaki yumurtalar bir bir çatlamışlar, minik yavrular yumurtadan çıkmışlardı. Sadece bir yumurta çatlamamıştı. O yumurtadan çıkması gereken yavru sanki çıkmak istemezmiş gibi bekliyordu. Nihayet günler sonra o yumurtada çatladı ve nazlı yavruda yumurtadan çıkarak kardeşlerinin arasına katıldı. Anaç serçe geç doğan yavrusuna nazlı adını koydu. Nazlı en küçük yavru olduğu için bütün aile ona özel ilgi göstermeye başladı. Herşeyi ile özel olarak ilgileniliyordu. Bu yüzden Nazlı'da nazlandıkça nazlanıyordu. Nihayet yavru kuşların uçma vakti gelmişti. Bütün yavrular kanat çırpıp uçarken Nazlı uçmak istemiyordu. Ana baba serçe baktılar ki Nazlı yavru uçmak istemiyor. Onu yuvada bırakıp yiyecek toplamak için uçmaya karar verdiler. Nazlı yavruyada yuvadan ayrılmamasını tenbih ettiler. Yuvada yalnız kalan nazlı yavru meraklı gözlerle çevresine bakarken yaramaz bir çocuk elindeki sapan ile yuvaya bir taş atmazmı. Olacak bu ya o taş Nazlı yavruya isabet edip onun yere düşmesine sebep olmuştu. Sendeleyerek yere düşen nazlı yavru can havliyle bir çetlenbik ağacının dalına konabilmişti. Bu davetsiz misafir karşısında şaşıran ve kızan çetlenbik:

--Kimdir izinsiz benim dalıma konan diye gür ve korkunç sesiyle haykırmış.

--Benim diyebilmiş Nazlı serçe yavrusu yaralı bir serçe yavrusuyum.

--Çabuk git dalımdan misafiri sevmem ben diye gürlemiş çitlenbik ağacı. Bu konuşmaları duyan selvi ağacı dallarını eğivermiş serçe yavrusuna.

--Buyur nazlı serçe benim misafirim ol demiş.

-- Ah teşekkür ederim demiş serçe can havliyle selvinin dalına tırmanmış. Selvi bakmış ki minik serçe yaralı yanıbaşındaki çam ağacına seslenmiş.

--Hey komşum çam ağacı dalımda nazlı ve minik bir serçe var hemde yaralı ben gidersem düşebilir. Sen git hekimbaşı zeytin ağacını çağır da şu minik serçenin yarasına bir baksın demiş. Bunu duyan çam ağacı koşar adım hemen gidip hekimbaşı zeytin ağacını getirmiş. Zeytin ağacı minik Serçenin yarasını kontrol edip kendi yaptığı merhemlerle yarayı temizleyip sarmış ve hergün yaranın pansumanı için gelmiş. Nihayet minik serçenin yarası iyi olmuş. Minik serçe de dostlarına teşekkür edip kanat çırparak ailesinin bulunduğu yuvaya uçup gitmiş. Yuvaya minik şerçenin döndüğünü gören ailesi sevinçten düğün bayram etmiş. Bu olaydan sonra bir daha ailesinden ayrılmamaya karar veren minik nazlı serçe ailesinden özür dilemiş. Ailesi de minik nazlı serçeyi affetmiş bundan sonra bütün aile mutlu ve mesut yaşayıp gitmiş. Bu olayı seyreden doğa ana minik serçeye yardım eden selvi çam ve zeytin ağaçlarının yapraklarını dökmeyerek onların her mevsim yemyeşil kalmalarını sağlamış onlarda doğa ananın koynunda mutlu ve mesut yaşayıp gitmiş.

Bu masalımız da burada bitmiş, biz çıkalım kerevetine gökten üç elma düşmüş kim bilir kimin başına.

BAYRAM YANDIM
Kitabın ismi : Masal Kuşağı - 1
Yayınevi : Sahil Yayınevi
Sayfa : 64
Fiyatı : 6 TL.











 

 
 
 
 
Bugün 151677 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol